25 Mayıs 2016 Çarşamba

DJ Alphan Manas (Sen Neymişsin Be Abi!)


Gün geçmiyor ki üstadımız bizi şaşırtmasın, "Yahu, Alphan Manas bu işten ne anlar" dedirten mecralarda kulaç atmasın.


Geçtiğimiz günlerde gördüğümüz bir afiş tahtalara vurmamıza, "Allah beterinden saklasın" dememize sebep oldu. Öğrendik ki üstadımız, DJ'lik yapmaya karar vermiş, melek kanatlarıyla adeta aslına rücu etmişti.

Kendisinden naçizane bizim de bir isteğimiz var: Üstadım bizim için bu akşam MFÖ'den "Sen neymişsin be abi"yi çalar mısınız?





Alphan Manas Üstadımız Buyuruyor ki...


Durmadan gelişiyor efenim durduramıyoruz! 








Alphan Manas Üstadımız Buyuruyor ki..

Bugün ki "Alphan Manas üstadımız buyuruyor ki" köşemizde, üstadımızın yine akıllara durgunluk veren bir tweet'iyle karşınızdayız.

Gün geçmiyor ki üstadımız rekor üzerine rekor kırmasın, yeni bir icatla ufkumuzu açmasın, fütürizmin sınırlarını zorlamasın.

Guinness uyuma , rekora sahip çık!






Alphan Manas Üstadımız Buyuruyor ki..

"Alphan Manas üstadımız buyuruyor ki" köşemize hoşgeldiniz. Bundan sonra bu köşede Alphan Manas’tan inciler yayınlayacağız (T.H.Ç. notu).


Üstadımızın fenomen olduğu Twitter'dan ibretlik bir diyalog... Anlamadınız mı? Mühim değil. Mühim olan fütürizm, mühim olan fütür fütür sallamak.







Tarihe Not Düşüyoruz

Geçtiğimiz günlerde, üstadımız Alphan Manas motorsiklet üretimine başlayacağı haberleriyle adını duyurdu. 

Biz de bu haber üzerine, bir iddiada bulunmak istedik: Önce Saab, ardından elektrikli araba üretimindeki fiyasko sonrası, bu iş de olmayacak. Ya ortaklarından kavga ederek ayrılacak, ya işi batıracak. Tarihe not düşüyoruz.

Hadi, bir yıl sonrasına bir hatırlatıcı koyun ve zamanı gelince bakın. 

Bundan sonraki aşamada üstadımızın yapacağı üretim herhalde fütüristik bisiklet olacaktır. Sonrasını artık siz fütür edin :)











Alphan Manas adam olmaz ve 145-150 IQ konusu

Bu yazı 19 Temmuz 2012'de yazılmıştır (T.H.Ç. notu, 30 Kasım 2013)

Bildiğiniz gibi Nisan ayında, altı yıl önce ayrıldığım eski ortağım Alphan Manas ile atışmalarımız olmuştu. Bunun tek nedeni üç yıldan beri hakkımda yazdığı yazılar için kendisini defalarca yazılı sözlü uyarmama rağmen yalan yanlış yazmaya devam etmesiydi. Ben de artık yapacak bir şey kalmadı deyip üslubumu da hiç olmadığı kadar bozarak; ona sert, ancak özünde bugün de her kelimesinin arkasında durduğum yazılar yazmıştım:

“Bazen aldığın terbiyeyi bir kenara bırakıp gereğini yapmalısın ki; herkes haddini bilsin.

Buradan her kesime çıkarılacak ders şu: Hiçbir zaman kendin için, bir haksızlığa sessiz kalmayacaksın. Haksızlığa maruz kaldığın anda karşılık vereceksin. Aksi taktirde daha çok haksızlıkla mücadele etmek zorunda kalırsın. Üstüne üstlük seni tanımayanlar, karşındaki insanın tek taraflı beyanlarını doğru kabul edebilirler. Hele karşındaki insan korkak ise daha kötü. Çünkü korkaklar daha da adaletsizdir.
Kendisinin Mart ayının 14’ünde hastanede yattığı sırada benden karşılıksız çekleri için 1 Milyon TL borç istemesi ile olay yeniden alevlendi. Dikkat ederseniz o zaman da konuyu blog’a, sosyal medyaya taşıma gibi bir girişimde bulunmadım. Biliyordum ki, ne kadar haklı olursam olayım, onunla muhatap olmak, onun seviyesine inmek bana kaybettirecekti. Ancak ne zaman ki Alphan 9 Nisan’da yine hakkımda sacma sapan bir yazı daha yazdı, bardak taştı…
Konuları maddeler halinde kısa bir şekilde aktarıyorum:
1) Alphan Manas, 29 Şubat-16 Mart tarihleri arasında Maltepe Tıp Fakültesi Hastanesi Psikiyatri Kliniği’nde yatmıştır. Hastane’ye de şuuru yerinde değilken kaldırılmıştır. Bir insanın psikiyatri kliniğine yatması doğaldır. 
Alhan Manas Bahanesi
Alphan Manas Bahanesi

(Bu Facebook paylaşımı, 15 Mart 2012 tarihinde girilmiş olup;
daha sonra kendisi tarafından silinmiştir. Ancak içerikte

gördüğünüz büyük ortağıyla savunma sektöründe yapacağı
yatırımdan 2 yıldan beri haber yoktur. Kendisi her zaman
insanların balık hafızasından yararlanarak, "nasılsa kısa
sürede unutulur diyerek PR'ı için
bu tip bilgileri verir T.H.Ç. notu; 20 Aralık 2013)
Ancak kanser tedavisi görüyorum diyerek insanların acıma duygularını istismar edip yalan söylemek, doğru değildir. Hele bir de hastaneye gidip kanser taraması yaptırıp, kanser olmadığının belgesini sosyal medyada yayınlayarak konuyu saptırmaya çalışmak hiç doğru değildir. “Türk insanı mazlumun yanındadır” bilgisinden yararlanmanın kendisi zayıflıktır.

2) Her insan iş hayatında sıkıntıya düşebilir. Ancak Alphan Manas tam anlamıyla batmıştır. Kendisinin bugün itibarı ile 21.160.000 TL borcu bulunmaktadır. Bu rakama gelecekteki karşılıksız çekler, çeklerin ve kredilerin temerrüd faizleri, SGK, Vergi Dairesi borçları dahil değildir. Toparlarsak, eldeki 45 Milyon dolar batmış, üstüne yaklaşık 30 Milyon TL civarında da bir borç yükü binmiştir. Yani benden ayrıldığı her yıla 10 Milyon Dolardan toplam 60 Milyon Dolar batırmış durumdadır.

 Alphan Manas'a Haciz Şoku
Patronlar Dünyası

(T.H.Ç. notu; 20 Aralık 2013)

3) Daha önce web sitesinden bile çıkardığı, ancak ben yazımda belirtince yeniden siteye koyduğu Ege Madencilik, iflas erteleme kararı almıştır. Şirket kayyum yönetimindedir. Diğer şirketler kağıt üstündedir. Borçlarının %10’unu bile karşılayamaz. Geçenlerde tekne ile Haliç’e gittiğimde altı adet Deniz Taxi’yi orada bağlı gördüm. Birlikte olduğumuz dönemde bizde çalışan Kerem adlı bir arkadaşımızın projesini hayata geçirmiş, Deniz Taxi projesini ortaya çıkarmıştık. Ayrılıkta bu şirket onda kaldı. Bir iş, bu kadar kötü yönetilebilir. İstanbul’da yazın karşıdan karşıya geçmek için millet can atıyor ve Deniz Taxi’ler orada yatıyor. İş bilmezliğin dik alası. Yazık…

Alphan Manas İflas Erteletti
Borsa Gündem

(T.H.Ç. notu; 20 Aralık 2013)

4) Yeniköy’deki yol yalısı, gelen hacizler nedeniyle; eşinin, Alphan hastanede yatarken apar topar İzmir’e taşınması ile boşaltılmıştır. Bu evin kapısında şu anda “Kiralık” tabelası bulunmaktadır.
5) Maslak’taki ofisi, gelen hacizler nedeni ile kapatılmıştır. Şu anda Brightwell Holding’in bir ofisi bulunmamakta, ayrıca Kamboçya Fahri Konsolosluğu olarak gösterdiği evi de boşaltıldığından Kamboçya’nın da Fahri Konsolosluğu, Brightwell gibi kağıt üstünde bulunmaktadır. Kendisi, alacaklıların baskısı nedeniyle bildiğim kadarıyla İstanbul’da otel odasından işlerini idare etmeye çalışmaktadır.
6) Alphan Manas’a ait arabalar kendisinin yazdığı gibi devredilmemiştir. Aslında devredilememiştir. Çünkü arabalarının üzerinde arabaların değerinden fazla Vergi Dairelerinin ve SGK’nın hacizleri bulunmaktadır. Ayrıca “CC” plakalı arabalar haczedilemez diye bir şey de yoktur. Şu anda arabalar hacizlidir ve bu kurumlar istediği anda satış yapılır. Fahri Konsolosluk imkanları, şahsi çıkarlar için kullanıldığında ve bir şikayet geldiğinde Dışişleri Bakanlığı Fahri Konsolosluğu o kişi için lağvedebilir. Bu durumda o ülke, başka birisini Fahri Konsolos olarak atar. Arabalar ile ilgili ilginç bir başka konu da Alphan Manas’ın 34 HED 35 plakalı 2006 model Mercedes’ine ilk hacizin geldiği 2009 yılında hakkımda yazılar yazmaya başlamasıdır. Batışının başlangıcı, hakkımda yazılar yazmasının da başlangıcıdır.

(Alphan Manas'ın Akbank, Bankasya gibi banklara borcu halen durmaktadır. Hileli boşanma nedeni ile alınabilecek bir mal varlığı bulunmadığından, bankalar alacaklarından ümidi kesmiştir. Finans kurumları alacaklarını yüzde 10 - 15 gibi oranlarla "Varlık Yönetimi" şirketlerine devretmeye başlamışlardır. T.H.Ç. notu, 20 Aralık 2013)
7) Kendisi 145-150 IQ aralığında olduğunu, Türkiye’deki tespit edilmiş 11 üstün zekalıdan biri olduğunu ve toplumun en üst %2’lik üstün zekalı kişilerinden biri olduğunu defalarca kendi yazıları ve röportajlarında beyan etmiştir. Benim 18 yıldan beri çok iyi tanıdığım Alphan Manas eğer böyleyse Türkiye’deki insanlar, bu yazılara bakıldığında toptan geri zekalıdır. Ben kendisine 145 ve üstü IQ’ya sahip olduğunu bağımsız bir kuruluş nezdinde ispat etmesi durumunda tüm varlığımı vereceğimi belirtmiştim. Kendisi somut hiçbir cevap vermemiştir. Çağrımı yineliyorum ve somut cevap bekliyorum. 145 ve üstü IQ olduğunu belgelemedikçe, bu işin peşini bırakmayacağım. Yalnızca, Mensa üyelik kartının beyanı veya “zaten oraya üye olmak bunun kanıtıdır” gibi beyanlar ile ABD’de yapılan Binet sonuçları yeterli değildir. Gerçek anlamda bağımsız bir kuruluştan rapor bekliyorum. Ayrıca kendisinin bana ispat için gönderdiği Mensa üyelik kartının kullanım süresinin dolduğunu kendisine hatırlatırım. İnsanın aklına, Mensa’dan, daha önce avans olarak aldığı IQ’lar geri mi alındı diye de gelmiyor değil. Bakın göreceksiniz bu konuda kendisi yazı yazarsa nasıl kıvıracak, konuyu başka yönlere çekmek için ne alakasız yazılar yazacaktır. Ben tek bir belge istiyorum. Laf salatası değil. İspat et, al tüm servetimi. Sözüm söz. Ben kendisi gibi kıvırmam. Değil yazdığım, ağzımdan çıkan söz senettir. Beni bilen bilir. Ayrıca bundan daha iyi ne olabilir kendisi için. Bütün borçları kapanır, batırdığı parasının birkaç misli de cebinde parası olur.
8) Kendisi Levent’te Kamboçya Fahri Konsolosluğu yapıyorum diyerek aldığı villanın kaçak yapılaşması nedeniyle yargılanmıştır ve bunu da itiraf etmektedir. Ancak 2.5 Milyon Dolara sattığı villanın resmi olarak ne kadar gösterildiğini, dolayısıyla ne kadar vergi kaçırdığını açıklamamaktadır. Buradan yetkililere suç duyurusunda bulunuyorum.
Peki neden bu yazıyı yazdım? Başlıktaki nedenden… Alphan Manas gerçekten adam olmaz. Adam huzursuz… Sataşmadan duramıyor… Halbuki karşılıklı davalaştık.

Alphan Manas ya adam olacak ya da adam olacak…

Kendisinin bana açtığı dava ise benim blogumda onun için yazdıklarımdan hiçbiri ile ilgili değildir. Olamaz, çünkü blogumda yazdıklarımın hepsinin ispatı vardır. Davaya neden olan gerekçe, kendisinin bana, Monaco Historical Grand Prix’i izlemeye gittiğimde attığı SMS’e karşılık yazdığım ağır sözler nedeniyledir. Yine yurt dışında olduğumdan savcıya ifade veremediğimden ve adli tatil yaklaştığı için savcı davayı açmıştır. O davada kendisinin de yazdıkları ortaya çıkınca bakalım ne yapacak merak ediyorum. Onu da zamanı gelince yazacağım.
Benim kendisine açtığım dava, kendisinin savcı ifadesi alındıktan sonra resmileşecektir. Konusu ise blogunda hakkımda yazdığı yalan ve yanlışlardır. Kendisi ile aramızda geçen SMS veya e-mail içerikleri değildir. Ancak anlaşılan seviyeyi iyice düşürdüğünden, bunlar da davaya konu olacaktır.
Geçenlerde yine blogunda yazdığı son yazının ilk paragrafında sataşmış, kendisine aramızdaki atışma nedeniyle olumsuz tweet atan bir genç arkadaşa verdiği cevap nedeniyle kendisine SMS atıp özür dilemesini istemiştim. Aramızdaki sms trafiğinden sonra hastalığını bahane edip, yarın ararım dedi ve aramadı. Nedeni ise savcının kendisini çağırıp ifadesini almasıydı. Savcıya yazılı verdiği ifadesi de avukatım tarafından ifade verdiği aynı gün (18/7/2012) tarafıma ulaştırılmış olup alakasız konularla dolu bir beyandır…


Üstadımızla ilgili diğer haberlerimizi ve blog yazılarımızı okumak için buraya tıklayabilirsiniz. 


Alphan Manas Adlı Ruh Hastası Bir Ortağım Vardı 3

Bu yazı 17 Nisan 2012'de yazılmıştır (T.H.Ç. notu, 30 Kasım 2013)

Sene 1989’un 7 Temmuz’u. Bayram tatil için arkadaşım Tunç Kılınç ile Antalya Club Med’e gitmeye karar vermişiz. Tunç ısrar ediyor “abi, lütfen senin araba ile gidelim, gezeriz”. Kıramıyorum. 34 EMN 1958 plakalı spor arabamla sabahtan yola çıkıyoruz.
Bilecik’e geldiğimizde birer soğuk kola içip yola devam ediyoruz. Biraz ileride asfaltlama çalışması var. Bir süre bekledikten sonra bizi ziftli bir bölümden geçiriyorlar. Lastik boşlukları, ziftle dolmuş durumda. Yolumuza devam ediyoruz. On-onbeş dakika sonra sağ şeritte yoldan hızla bir kamyon çıkıyor. Frene basıyorum ancak araba kızak gibi sağa sola savruluyor, kontrol etmek mümkün değil. Karşıdan ise bir araba geliyor ancak yavaşlama, sağa çekmeye niyeti yok. Nitekim, iki araba çarpışıyoruz. Benim ve Tunç’un emniyet kemerlerimiz bağlı. Karşı tarafta hiç kimsenin emniyet kemerini bağlamadığını daha sonra öğreniyoruz. Ben şoka girmiş vaziyette yaralılara yardım etmeye çalışıyor yoldan geçen arabalarla onları hastaneye göndermeye çalışıyorum. Nihayet jandarma geldi. Zabıt tutuldu. Ölümlü kaza olduğu için beni nezarethaneye aldılar. Daha sonra ise bir süre cezaevinde tuttular.
Duruşma sonrası cezam paraya çevrildi. Karşı tarafta jandarma subayı olan yakınları duruşmaya müdahil olarak kararı temyiz ettirdi. Dava tekrar görüldü, tekrar para cezası verildi. Bir kez daha temyiz edildi, hakim yine para cezası verdi. Yine temyiz edildi. Ancak temyizler sonucu istedikleri kararın çıkmadığını görünce davaya bakan hakimin tayin olduğunu, yerine başka bir hakimin atandığını öğrendik. Avukatımın söylediğine göre duruşma üç dakikada sonuçlanmış. 8 yıl ceza verildi. O zamanki ceza infaz yasasına göre hesapladılar 16 ay 14 gün yatmam gerekiyordu. Avukatım kararı bana açıkladığında tarih 20 Kasım 1996 idi. Apar topar Paris’te katıldığım bir fuardan İstanbul’a döndüm ve karar onandığı için avukatlarım ile ne yapacağımıza karar verene kadar birkaç gün ortalıkta görünmedim. Daha sonra bu kararı hiçbir zaman içime sindiremedim ve herşeyi göze alarak işimin başına döndüm. 2000 yılında af çıkana kadar her gün işimin başındaydım. Teknoloji Holding’i 1998’de kurduk, onun dışında başka şirketler de kurduk. Şirketlerin tüm toplantılarına katıldım, icraatları bizzat ben yürüttüm. Teknoloji Holding kuruluşu için Çırağan’da davet verdik. Basına işimiz ile ilgili açıklamalar da yaptım..

Alphan Manas
Port Turkey
(iyi halt ettin :)  T.H.Ç. notu, 20 Aralık 2013)


Alphan efendinin yazısında belirttiği gibi, şirkette dolap, şirkete gelmeme tamamen uydurmadır. Kendisi devamlı dolap çevirdiğinden dolap sözcüğünü sever. O zamanın tanıkları eski çalışanlarımızdır.
Bakın Alphan efendinin söylediğine, “M. Güvenir TSK mensubu olmasına rağmen kendi adaleti yerine, Türk adaletine güvenmiş ve kararın soncunu beklemiştir…”
Çok üzülmüş paşamız, M. Güvenir’in kendi adaletini yerine getirip beni beylik tabancası ile vurmadığına.
Bu konular hassas konulardır. Bir insanın 23 yıl önce elinde olmadan yaptığı kazayı anlatıp bundan medet uman ruh hastası, zavallı birinin başına aynısı gelebilir. İlahi adalet burada da çalışır. Umarım olmaz.
Bir başka konu da, beyimizin prestijime bir zeval gelmesin diye benimle ilgili hiçbir konuyu anlatmadığı imiş. Üç yıldan beri yalan yanlış hakkımda yazılar yazıp karalayan başkası idi sanki. Yazmaya neden başladım zannediyor, yukarıdan bana vahiy mi geldi ki Alphan hakkındaki gerçekleri yazmaya başladım.
Konsolosluk konusunda da zaten bir sıkıntı yaşanmazdı. Fahri konsolos olurken MIT, polis araştırır, engel bir durum varsa bildirir ve fahri konsolos olamazsınız. Ancak taksirli suçlar bu kapsama girmez. Çünkü bilerek, isteyerek yapılmamıştır.
9 Nisan’da yazdığı yazıdan sonra kendisini telefonla, mail ile, sms ile uyardım dinlemedi ve daha önce söylediğim gibi suskunluğumu bozup yazmaya karar verdim.

Bu arada üç yıl yazdığı yalanlar nedeniyle tarafımdan da kendisine dava açılacaktır.

Dün akşam Beşiktaş – Galatasaray maçını evde izliyorum. Tanımadığım (530) 200 01 05 no’lu bir telefon, açtım. Telefondaki “ben Zamier Ahmed”.” Eee?”. “Beni tanıyor musunuz?”. “Hayır, ayrıca şu anda maç izliyorum, zamanı değil”. “Beni sonra bu telefondan arar mısınız?”. “Hayır, seninle konuşacak birşeyim yok”. “O zaman biz de yasal aksiyon alacağız”. “Ne haliniz varsa görün” deyip kapattım.
Alphan Manas ikinci yazımı okuyunca kudurmuş, yazımda belirttiğim ve “ne idüğü belirsiz Zamier Ahmed” dediğim kişiyi bana arattırıyor. Adam herhalde bana idüğünü anlatacak. Buradan sesleniyorum sana Zamier Ahmed Paşa, hakkındaki bilgileri Alphan’ın sitesinde yayınla da seni bir tanıyalım. Ülkemiz insanları bilsin, tanısın anlı şanlı Zamier Ahmed Paşa’mızı.
Saat 16:40 itibarı ile Alphan efendiden bir Noter tebligatı geldi. Bu tebligatta Alphan Manas noter ihtarnamesinin bir kısmında sanki şirketlerini satmak istercesine prezantasyon yapıyor. İlk kez karşılaştığımı bir durum, Noter prezantasyon.
Adamın herşeyi yalan. O kadar çok yalan var ki, sadece birinden bahsedeceğim. Akıllı olsa ispat edilemeyecek bir konuda yalan yazardı. Gönderilen SMS inkar edilir mi? Zaten mahkeme kararı ile Turkcell kayıtlarından da çıkacaktır. İşte o bölüm
Bundan sonra artık seninle mahkemede hesaplaşacağız Alphan efendi…

(Ekşi Sözlük'ten spincrus nickli yazarın entry'si... Daha sonra Ekşi Sözlük'ten silindi. T.H.Ç. 20 Aralık 2013)